Kelebek Etkisi ve VoIP

Burada bahsettiğimiz Kelebek Etkisi ile `VoIP` teknolojisinden bahsediyoruz. 90`ların ortasında kanatlarını çırpmaya başlayan bu teknoloji bugünlerde sert rüzgarlar halinde esmeye başladı ve uzmanların görüşlerine göre 2008 ile 2010 yılları arasında ciddi bir fırtınaya dönüşecek. Kelebek etkisi bildiğiniz üzere Kaos teoremine dayanan bir deyim. Anlattığı ise bir kelebeğin kanat çırpışının kilometrelerce ötede bir fırtınaya sebep olabileceği üzerine. Burada bahsettiğimiz Kelebek ise `VoIP ` teknolojisi. 90`ların ortasında kanatlarını çırpmaya başlayan bu teknoloji bugünlerde sert rüzgarlar halinde esmeye başladı ve uzmanların görüşlerine göre 2008 ile 2010 yılları arasında ciddi bir fırtınaya dönüşecek. Bu öyle bir fırtına ki köklü telekomünikasyon şirketlerinin stratejilerini değiştirmesine sebep oluyor. Bütün firmalar yaklaşan fırtınaya karşı önlemlerini alıyorlar. Belliki bu fırtına bazı büyük firmaları yerinden söküp atacak kuvette. Bazı küçük ve orta büyüklüktekileri de abilerinin yanına taşıyacak. Peki neye dayanarak diyeceksiniz. İşte size sebepleri; Öncelikle klasik telekomünikasyon sistemleri ile VoIP çalışan sistemleri incelemek gerekli. Klasik yani TDM temelli sistemler büyük oranda bu amaca hizmet eden elektronik devrelerdir. Bu sistemlerin geliştirme maliyetleri yüksektir çünkü bu sistemlerin tasarlanması için çok sayıda nitelikli mühendislere ihtiyacınız vardır. Sistemin temeli inşaa edildikten sonra üzerinde radikal değişiklikler gerçekleştirmeniz hemen hemen imkansızdır çünkü bu tip değişiklikler çoğunlukla elektronik dizayn gerektirir. Bahsettiğimiz bu işlemlerin hepsi ciddi birer maliyet kalemidir. Tabiki bu ürünlerin üretimi için ciddi bir üretim tesisi de gerekmektedir. Bütün bunların sonunda görevini yerine layığıyla getiren ama sahip olma ve işletme maliyetleri yüksek bir sisteme sahip olursunuz. VoIP çalışan sistemler ise büyük oranda yazılım temellidir. Birçok amaç için üretilen PC tabanlı sistemler üzerinde çalışırlar. Geliştirme maliyeti TDM temelli santrallere göre düşüktür çünkü yerine getireceği fonksiyonlar yazılım tarafından karşılanır. Çoğunlukla elektronik dizayn gerektirmez. Daha yüksek kapasiteli işlemciler kullanıldığından birden fazla fonksiyonu yerine getirebilirler. Amaca özel değil genele hizmet eden donanımlar kullanıldığı için ilk sahip olma maliyeti ve işletme maliyeti TDM temelli sistemlere göre daha avantajlıdır. Üretimi için daha küçük bir üretim bandı yeterlidir. Bu açıdan baktığınız zaman VoIP teknolojisinin yarattığı rahatsızlık gayet doğaldır. Çünkü VoIP bir değişimdir. İletişim sistemlerinin üretiminde, İş yapış şeklimizde ve hatta yaşayış şeklimizde. GSM teknolojisi hayatımızı nasıl değiştirdiyse VoIP de aynı şekilde değiştirecektir ve hatta değiştiriyorda. Bilindiği gibi değişimi kabullenmenin çeşitli aşamaları var. Bunlar; – Denge – Hareketsizlik – İnkar – Kızgınlık – Pazarlık – Depresyon – Test – Kabullenme Şu anda kullanıcılar ve üreticiler bu aşamalardan geçmekte. Kimileri daha ilk safhalardayken kimileri bu değişikliği kabullenmiş ve hatta bu değişiklikten faydalanabilmeleri için yollar arıyor yada uyguluyorlar. Örneğin son günlerde birleşme haberi ile gündeme gelen Avaya `yı `www .avaya .com` ele alalım. TDM temelli santrallerden gelen Avaya uzun süredir IP temelli sistemler ile müşterilerine hizmet vermekte ve bu alanda araştırma şirketleri tarafından Pazar lideri olarak gösterilmekte. Peki milyar dolar ciro yapan ve büyümesini devam ettiren bir şirket neden böyle bir birleşme gerçekleştireceğini duyursun? Kimilerine göre bu ticari bir durum olarak yorumlanırken bazı çevreler bunu değişen piyasa şartlarına göre Avaya tarafından öngörülen bir düzenleme olarak yorumluyor. Çünkü VoIP sebebiyle artık iletişim bir yazılım işi haline dönüştü ve hatta yazılım destekli servisler olma yolunda ilerliyor. Şirketlerin iletişim ile ilgili beklentileri değişiyor ve artık daha farklı alanlarda bu yazılımları kullanmak istiyorlar. İletişim sistemlerini artık süreçlerinin birer parçası haline getirmek istiyorlar. Avaya gibi bir şirket için bile böyle büyük bir şirketi bu ihtiyaçları karşılayacak ürünler veya servisler verecek hale getirmek ciddi bir maliyet demek. Bu aşamada iki kuraldan bahsetmek istiyorum. Bunlardan ilki Metcalfe kanunu. 3M şirketinin kurucusu olan Robert Metcalfe `Bilgi ağlarının kullanılabilirliği yada faydası, kullanıcıların sayısının karesi ile doğru orantılıdır.` Şeklinde ifade ettiği bir kanun ortaya koymuştur. Diğeri ise `Disruption` kanunu . `Disruption` türkçe `de aksama, kesilme anlamına geliyor. Bu kanuna göre; teknolojik sistemler Moore yasasının da gösterdiği şekilde üstel olarak gelişir. Bu gelişim ve değişim belirli bir yoğunluğa geldiği zaman ilgisiz gibi görünen başka sistemleri de etkiler. Bu iki kanun aslında VoIP teknolojisinin bugünkü durumunu gayet iyi özetliyor. Genişbant internet erişimi ve kullanıcıların yaygınlaşması Skype gibi iletişim sistemlerinin önünü açtı. Yaygınlaşan ve talebi artan bu teknoloji ise artık belirli bir doygunluğa ulaştı ve şu anda başka sistemlerin gelişimini tetikliyor. Örneğin GSM telefonların üzerinde SIP desteği gelmeye başladı. Artık Microsoft `www .microsoft .com` gibi büyük yazılım şirketleri bu alana girmeye başladılar. Mevcut şirketler değişen şartlara göre stratejilerini gözden geçiriyorlar. Açık kaynak yazılım üreten topluluklar bu alanda bir çok proje ürettiler ve üretiyorlar. Hatta açık kaynak VoIP yazılımları başka Açık Kaynak yazılımlarla entegre oldular. Bu durum servis konusunda tecrübeli daha ufak şirketleri bu alana çekiyor. Hatta ülkemizde de bu alanda çözümler üreten Cwiz `www .cwiz .com.tr ` gibi ürünler görülüyor. Bu değişimin sebebi ise 90 ların ortasında kanatlarını çırpmaya başlayan VoIP kelebeği.

 

kaynak: turk.internet.com